Hepimizin hayatında hoşlanmadığı, rahatsızlık duyduğu nesneler ve olaylar olabilir. Bazı insanlar karanlıktan, bazıları böceklerden, bazıları yüksek yerlerden hoşlanmazlar ve maruz kalmaktan korkarlar. Fakat bazen bu korkular öyle bir hal alır ki kişide terleme, baygınlık hissi gibi fiziksel belirtiler oluşur ve kişinin toplumsal sosyal ilişkilerinin işlevselliğini bozar. Kişi için korkulan nesne ve durumdan kaçmak kaçınılmaz hale gelir.
Belirgin bir nesne ya da durumla ilgili olarak bireylerin bu durum ve nesneye neredeyse her zaman maruz kaldıklarında korku veya kaygı duymalarıdır ve bu kaçınma durumu kişinin günlük hayatının, toplumsal, sosyal ilişkilerinin işlevselliğine zarar verir. Fobi kaynağı bu uyaranlar 5 kategoride sınıflanır.
Özgül fobiler bireylerin hayatlarını oldukça olumsuz etkileyebilmektedir. Örneğin kapalı yerlerden korkan biri arkadaşlarıyla daha az buluşmak zorunda kalabilir, alışveriş yapmakta zorluk yaşayabilir. Ya da uçaktan korkan biri yurtdışına gitmek istemesine rağmen gidemeyebilir. Yani fobilere katlanmak ya da kaçmak kolay gibi gözükse de kişinin hayatının işlevselliğini bozabilmektedir.
Bireyin başkaları tarafından değerlendirileceği birden çok durumdan korkması. Aşağılanacağı, gülünç duruma düşeceğinden korkmak. Sosyal fobisi olan bireyler aşırı düzeyde kendilerinin farkında olma, kendilerine dikkat etme ve kendilerini eleştirme eğiliminde olurlar. Ya o ortamdan kaçmak isterler ya da aşırı bir korku ve kaygıyla buna katlanırlar. Bu yoğun korku kişide terleme, titreme gibi fiziksel belirtilere yol açar. Bu durum kişinin sosyal, toplumsal, iş ilişkilerindeki işlevselliğini önemli ölçüde bozar.
Psikodinamik modele göre sosyal fobinin kaynağı çocuğun erken yaştaki bakım veren kişiyle arasındaki güvensiz bağlanmadan kaynaklanırken öğrenme modellerine göre fobinin kaynağı travmatik bir yaşantı ya da travmatik bir yaşantıya şahit olmak. Örneğin bir ergenin toplum içinde konuştuğunda herkesin ona gülmesi sonucunda bir daha toplum önünde konuşmaktan yoğun korku duyması. Bilişsel modele göre ise bireyler başkaları üzerinde olumlu bir izlenim yaratma isteğine karşı bunu yapamayacakları ile ilgili şüpheler duyduğunda sosyal fobi gerçekleşir. Fobinin kaynağı kişinin olumsuz, genellemeci, felaketleştirici düşünceleridir. Örneğin bir kişinin bir iş toplantısında yanlış bir şey söylediğinde bütün iş hayatının biteceği, hayatının mahvolacağı, değer, statü kaybedeceği gibi felaketleştiren düşüncelere sahip olmasıdır. Ayrıca kişinin kaygıdan dolayı yaşadığı titreme gibi fiziksel belirtilere fazlaca odaklanması kaygısını daha da arttırmaktadır.
Psikoterapi sürecinde bilişsel davranışçı terapiyle kişinin bu başkalarının yargılamalarıyla ilgili mantıksız ve işlevsiz düşünce kalıpları ve inançları değiştirilerek yerine mantıklı, işlevli düşünceler konur ve davranışa geçirebilmesi için destek olunur. Alıştırma, sistematik duyarsızlaştırma teknikleriyle fobi kaynağı olan nesneler ve durumların üstesinden gelinmeye çalışılır. Fobiler kişide ne kadar yoğun korku yaratsalar da psikoterapi desteğiyle bireyler fobilerini yenebilir ve günlük hayatlarını daha işlevli hale getirebilir.
M. Berk Karaoğlu
Uzman Klinik Psikolog- Aile Danışmanı
Özel Berk Karaoğlu Aile Danışma Merkezi