Obsesif kompülsif bozukluk kişilerin rahatsız edici obsesif düşüncelere sahip olması ve bu düşüncelerinin yarattığı stresten kurtulmak için kişiyi rahatlatan çeşitli kompülsif davranışlarda bulunmasıdır. Obsesyonlar ve kompülsiyonlar birlikte olabileceği gibi, kişide sadece obsesyon veya sadece kompülsiyonlar da görülebilir.
Obsesyonlar kişiyi rahatsız eden takıntılı düşüncelerdir. Birçok insan bu düşüncelerinin farkında olsa da bu düşüncelerin varlıklarına engel olamazlar. Bu rahatsız edici düşünceler kişileri strese ve sıkıntıya sokabilir, kaygılandırabilir veya hayatlarını olumsuz yönde etkileyebilir. Sık görülen obsesyonlara örnek olarak kirlenme, rezil olma, hata yapma korkusu ve düşünceleri, düzen ve simetri hassasiyetlerini söyleyebiliriz. Ayrıca kişinin kontrolünü kaybetme düşüncesi, başına sürekli olarak kötü bir şey geleceğini düşünmesi de obsesyonlara örnektir.
Kompülsiyonlar kişinin takıntılı düşüncelerinden kurtulmak için yaptığı tekrar eden davranışlarıdır. Kişiler bu davranışları yaptıklarında anlık bir rahatlama hissetseler de uzun vadede bu davranışlar kişiye zarar verebilir. Örneğin kirlenme obsesyonu olan bir kişinin elini 30 dakika boyunca yıkaması, başına kötü bir şey geleceğini düşünen birisinin bu düşüncenin rahatsızlığından kurtulmak için belirli sayma ritüellerini yapması (6’ya kadar sayarsam başıma bir şey gelmeyecek gibi) kompülsiyonlara örnek olarak verebiliriz.
OKB’nin neden görüldüğü hakkında bilinen kesin nedenler yoktur. Belirli faktörler obsesif kompülsif bozukluğun ortaya çıkmasında etkili olabilirler. Kişinin genetik öyküsü, ailesindeki veya kendisindeki mental rahatsızlıklar, travmatik yaşam deneyimleri, kişinin çocukluk yaşantısı gibi faktörler OKB’nin ortaya çıkmasını etkileyebilir.
OKB tanısı ilgili ruh sağlığı uzmanları tarafından tanımlandıktan sonra terapi sürecine başlanır. Bu rahatsızlığı çalışırken psikiyatrik ilaç tedavisinin etkili olduğu bilinmektedir. İlaç tedavisinin yanında psikoterapilerin de OKB üzerinde oldukça etkisi vardır. Birçok farklı terapi türü OKB ile çalışırken kullanılmaktadır. Bunlardan birkaçı bilişsel davranışçı terapi, şema terapi, EMDR, bütüncül terapi ve destekleyici psikoterapidir. Bilişsel davranışçı terapi en yaygın kullanılan terapi yöntemlerindendir, bu terapi türünde kişinin işlevselliğini bozan düşünceleri ve bu düşüncelerin sebep olduğu davranışları çalışılır. Terapi sürecinde kişiye çeşitli ev ödevleri ve alıştırmalar verilebilir bu noktada uygulamaların ilerleyebilmesi için kişinin aktif katılımı gerekmektedir. EMDR terapisinde ise kişinin geçmişte yaşadığı travmaları ve çarpık düşünceleri yeniden işlenir. Kişi negatif kognisyonlara karşı duyarsızlaştırılıp bakış açısının pozitife döndürülmesi amaçlanır. Şema terapisindeyse kişinin erken dönem uyumsuz şemaları işlenerek bir süreç planlanabilir. Terapi sürecinde kişinin sosyal çevresinden destek alıp/almaması, yaşantısı ve aile öyküsü de önemli faktörlerdendir.
Özel Berk Karaoğlu Aile Danışma Merkezi