Hastalık hastalığı bir diğer adıyla hipokondriasis, sağlık durumunda bir bozulma olmamasına rağmen kişinin kendini hasta olarak gördüğü durumlarda ortaya çıkabilir. Bedendeki önemsiz sayılabilecek belirtiler kişiye göre ciddi bir problemin işaretçisidir.
Kişi hasta olduğu inancıyla hastaneye gidebilir. Doktor muayenesi, kan tahlili, idrar tahlili, tomografi, ultrason gibi tıbbı işlemler yaptırmak isteyebilir. Fakat bütün bu işlemlerin sonuçlarına güvenmeyip, yanlış olduğu ve doktorların hastalığı bulamadığı düşüncesine kapılabilir. Kişinin hastalığa olan aşırı inancı, onu başka hastanelere gitmeye teşvik edebilir ve bu değişen hastanelerin, doktorların sonu gelmeyebilir. Dışarıdan görünen tablo ise sürekli farklı hastanelere gidip aynı işlemleri defalarca yaptıran bir kişidir.
gibi davranışlar ortaya çıkabilir. Kişinin ortaya çıkardığı bu davranışlar işlevselliğini bozacak kadar korku ve kaygı içerebilir. Bu durumda tıbbi bir problem olmadığı için kişinin psikolojik destek alması gerekebilir.
M.Berk KARAOĞLU
Uzman Klinik Psikolog-Aile Danışmanı
Hipkondriasis, bir diğer psikosomatik bozukluk olan hastalık kaygısıyla karıştırılmamalıdır. Hipokondriasiste kişi birçok farklı belirtiyle ilgili endişe duyabilirken, hastalık hastalığında kişi daha az belirtiden yakınır ve tek bir ciddi hastalığı olduğunu düşünür. Hipokondriasiste ise hastanın odağı daha belirsizdir.
Hastalık hastalığının nedenleri psikanalitik kuramcılara göre, kişinin bilinçdışında çözemediği durumların bedene yansıması veya cinsel libidonun dış nesnelerden kişinin kendine yönelmesiyle alakalıdır. Kişinin ödipal dönemdeki bastırmaları sonucu olarak da ortaya çıkabilir.
Hipokondriasis bozukluğu kişilere ikincil kazanç sağlayabilir. Kişi hasta olduğuna kendisini ve hatta çevresini de inandırmasıyla ilgileri üzerine çekebilir. Bu durum ile hastalığı pekişebilir.
Hastalık hastalığında, üstten bir tavırla “bir şeyin yok hastalığın psikolojik problemden kaynaklı, rahat ol” gibisinden ifadelerde bulunmak, kişiye yarar sağlamaktan çok hastalığa daha sıkı sarılmasına ve terapiye daha dirençli hale gelmesine neden olabilir. Çünkü bu kişilerin genellikle içgörüleri çok yüksek değildir. İçgörü odaklı psikoterapi ile kişinin benliğini daha iyi tanıması sağlanabilir.
BDT tekniği de bu hastalıkta kullanılan yöntemlerden biri olabilir. BDT ile kişinin hasta olduğuyla ilgili olan bilişlerle çalışılabilir ve çarpıtılan bilişlerle düzeltilmeye çalışılabilir.
EMDR terapisi de kullanılan diğer terapi metotlarından biri olabilir. Olumsuz düşünce örüntüleri ele alınarak duygu ve davranışlar olumlu yönde değiştirilmeye çalışılabilir.
Son olarak kişinin düşündüğü amansız hastalığa yakalandım korkusu yoğun strese neden olabilir. Psikoterapide stres azaltıcı eğitimler ile bu durum engellenmeye çalışılabilir.
M.Berk KARAOĞLU
Uzman Klinik Psikolog-Aile Danışmanı