Sosyal Fobi

Toplumsal kaygı bozukluğu olarak da bilinen sosyal fobi; kişinin, başkaları tarafından olumsuz değerlendirileceğine ilişkin aşırı kaygı ve korku geliştirmesidir. Kişi, kendisinde kaygı yaratan durumlardan kurtulmak için kaçınma davranışı sergileyebilir.

Kaçınma davranışı kişide anlık rahatlama sağlasa da uzun vadede birtakım problemleri beraberinde getirebilir. İnsanın sosyal bir varlık olduğunu ve hayatını idame ettirebilmek için başka insanlarla etkileşimin kaçınılmaz olduğunu düşünürsek, ‘diğerlerinden’ kaçışın neredeyse imkânsız olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü kişi günlük hayatta okul, iş, market ve AVM gibi pek çok ortamda bulunabilir ve pek çok insanla karşılaşabilir.

Sosyal fobisi olan kişi, korkusunun aşırı ve anlamsız olduğunu farkındadır. Yine de korktuğu ortamlara girmek, kişide çoğu zaman anksiyete yaratır. Örneğin sosyal fobisi olan ergenlik çağındaki bir kişiyi ele alalım. Kişi için okula gitmek, arkadaş edinmek, derste parmak kaldırmak, sunum yapmak yoğun kaygıya sebep olabilir. Kişiler bunun gibi kendisinde kaygı yaratan durumlarla karşılaşırsa el titremesi, nefes almada güçlük, yüz kızarması, kalp atışının hızlanması, terleme, baş dönmesi ve mide bulantısı gibi fizyolojik reaksiyonlar gösterebilir.

Kaygısı sonucu kendisini ‘cesaretsiz, yetersiz, güçsüz, çirkin’ olarak gören birey, alkol kullanarak bu düşüncelerden kurtulmaya çalışabilir. Eğer kişi her darda kaldığında alkole başvurursa bağımlılık gelişebilir. Ancak unutulmaması gereken nokta, sosyal fobi tedavisinin alkol değil psikolojik müdahale (farmakoloji ve psikoterapi) olduğudur.

Sosyal Fobi Kimlerde Görülür?

Sosyal fobi genellikle ergenlik döneminde başlar. Cinsiyete göre bakacak olursak her ne kadar kadınlarda daha fazla görülse de psikolojik destek arayan kitleyi daha çok erkekler oluşturur. Destek arayan erkeklerin çoğunlukta olmasını kültürün dayattığı ‘erkek atak olmalı’ düşüncesiyle alakalı olabilir. Erkek olan birey, toplumun beklentisiyle ters düşmemek için psikolojik desteğe başvurabilir.

Sosyal Fobinin Nedenleri

Çocukluk deneyimlerimiz çoğu bozuklukta olduğu gibi sosyal fobide de önemli bir yere sahiptir. Gerek çevreyle olan olumsuz deneyimler gerekse anne-baba tutumları sosyal fobinin ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir.

Çocukken bir davranışından dolayı kişiyle dalga geçilmişse, alay edilmişse, gülünmüşse kişide sosyal fobi ortaya çıkabilir. Bir diğer nedende ise,  kişinin karşılaştığı her stres verici durumu ebeveynin çözmesi, ebeveynin olmadığı zamanlarda kaygıya sebep olabilir. Bu durumda ebeveyn tutumunun aşırı korumacı olması çocuk için sıkıntılı bir hal alabilir.

Sosyal Fobinin Psikoterapisi

Bilişsel-Davrınışçı Terapi (BDT) genellikle kullanılan tekniktir. BDT’de kişinin olumsuz bilişleriyle yani kaygı yaratan duygu ve düşünce çalışılır. Davranışçı kısmında ise kişi, kaygı yaratan duruma maruz bırakılır. Bu verilen ev ödevleri ile sağlanır. Örneğin toplu taşımadayken telefonla konuşma, kulübe üye olup yeni insanlarla tanışma, topluluk önünde konuşma gibi. Ek olarak kişiye,  psikoeğitim ve sosyal beceri eğitimi verilebilir.

Terapide sıkça kullanılan bir diğer teknik EMDR’dir. EMDR’da görsel ve işitsel uyarımlar ile kişinin geçmişteki olumsuz deneyimleri ele alınabilir.

Psikoterapi ile kişi, kaygısını kontrol etmeyi öğrenebilir ve sosyal hayatla daha barışık birey haline gelebilir.

 

M.Berk KARAOĞLU

Uzman Klinik Psikolog-Aile Danışmanı

 

Paylaş

Uyarı: Bu sitedeki bilgiler sadece kişileri bilgilendirme amacıyla yazılmış olup, tanı ve tedavi amacı içermemektedir.

Tüm hakları saklıdır. © 2019
Eskişehir Web Tasarım