Aile içi iletişim, ebeveynlerin çocukları ve eşlerin birbirleri arasında kurduğu ilişkinin bir çıktısıdır. Aile bireyleri, davranışları, düşünceleri ve karşı tarafa aktardığı duygularıyla iletişimin çerçevesini belirlemiş olur. Bu bağlamda sağlıklı bir iletişim inşa etmek, aile içi güven ve sevgi ortamının oluşmasına katkı sağlar. Tam tersi durum söz konusu ise yani sağlıksız ve yanlış olan iletişim yolu tercih edilmişe ailede çatışmalar ortaya çıkabilir. Şimdi sağlıklı iletişim ve sağlıksız iletişimin bireyler üzerindeki etkilerini daha detaylı bir şekilde inceleyelim.
İki yönlü iletişim karşı tarafın duygu ve düşüncülerine saygı duyulduğunun göstergesidir. İletişimde denge sağlanmıştır ve iki tarafında eşit derecede söz hakkı vardır. Diğer durumda eğer tek yönlü iletişim sağlanıyorsa bu durum bizi, eşlerin birbirleri veya çocukları üzerinde baskı kurduğu yorumuna sürükler. Sürekli “benim dediğim olacak”, “benim doğrularımı siz de kabul edeceksiniz” gibi çatışmaya ortam hazırlayıcı iletişim tarzı aile üyelerini huzursuz edebilir.
Çocuk ciddiye alınmadığını, ilgi gösterilmediğini ve söylediklerinin önemsenmediğini hissederse benlik saygısı ciddi derecede zarar görebilir. Benliğe tehdit olan bir durum yaratmamak ve öz saygıyı zedelememek için çocuğa söylediklerinin değerli olduğunu hissettirmek gerekir. Aile ortamında bu değeri gören çocuk ileriki hayatında da daha sağlıklı iletişimler kurar.
Çünkü eşler, aralarındaki problemi halletse dahi taraf tutan kişilerin objektif bakış açısından uzak olması ve sonucunda yanlış yönlendirme yapması bireyi tekrardan tartışmaya itebilir. Bu durumda, eşlerin aralarında uzlaşıp halledebileceği konuların dışarıyla paylaşılmaması ilişkileri için daha sağlıklı bir seçim olacaktır.
Şiddet bedensel ve ruhsal açıdan kişilerde derin yaralar açabilir. İnsanın ruhunu sarsan sözlü şiddette “sen adam mısın?”, “sen nasıl kadınsın?”, “senin gibi çocuğum olacağına hiç olmasaydı” gibi kırıcı söylemler tahmin edildiğinden çok daha güçlü ve olumsuz etkiye sahiptir. Alay etmek, emretmek, sürekli eleştirel olmak, kırıcı şakalar yapmak, sürekli geçmişteki hataları hatırlamak, ilgi göstermemek gibi eylemler ve söylemler de aile içi sözlü şiddettin diğer boyutlarındandır. Böyle söylemlerden uzak durulması, yıkıcı olmak yerine yapıcı olunması gerekir. Neticesinde aile üyeleri birbirlerinin düşmanı değildir.
Çünkü bastırılan durum daha da şiddetli bir şekilde kişilere dönüt yapabilir. Bu sebepten problemi ele almak ve çözüm yolu bulmak için birlikte akıl yürütmek sağlıklı iletişimi destekleyebilir.
Sen dili kullanmak karşımızdaki kişiyi suçlamaktan öteye gidemezken ben dilini kullanmak hissedilen duyguyu kırmadan karşı tarafa aktarmaktır. Örnek verecek olursak annenin çocuğuna “sen çok dağınık bir çocuksun, oyuncaklarını bile toplamıyorsun” demesi çocuğun bu davranışında olumlu anlamda değişikliğe neden olmazken, “oyuncaklarını toplamayınca ben çok üzülüyorum” ifadesi çocukta çok farklı etkiler uyandırır. Sağlıklı iletişim için ben dilini kullanmak ve sözlü iletişimin sihirli gücünden faydalanmak gerekir.
Bütün bu olumsuzlukları yaşamamak adına daha sağlıklı iletişim için yapılması gerekenler şunlardır:
-Etkin dinleme
-Empati yapma
-İki yönlü iletişim kullanma
-Dürüst olma
-Birlikte vakit geçirme
-Uzlaşma yapabilme
-Ben dilini kullanma
M.Berk KARAOĞLU
Uzman Klinik Psikolog-Aile Danışmanı