OKB NEDİR?

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), kişide belirgin bir sıkıntıya neden olan obsesyonlar ve bu sıkıntıyı gidermek için yapılan kompulsiyonlarla seyreden ruhsal bir bozukluktur. Obsesyonlar; kişinin zihnine istenmeden gelen, bir sıkıntı ve kaygıya sebep olan, yineleyen, sürekli düşünceler ve dürtülerdir. Halk arasında “takıntı” olarak adlandırılan bu düşünceler kişinin zihnini o kadar meşgul eder ki, kişi obsesyonuna tepki olarak kendini bazı yineleyici davranışlar veya zihinsel eylemler yapmak zorunda hisseder. Bu davranış veya zihinsel eylemlere ise kompulsiyon adı verilir. Kişi kompulsiyonları, kaygısından kurtulmak ya da kaygısını azaltmak için veya endişe duyduğu durumdan kaçınmak için gerçekleştir.

Bir örnekle açıklayacak olursak el sıkıştığında mikrop bulaştığını ve kirlendiğini düşünen bir kişi yaşadığı yoğun kaygıyla ancak 5-10 kez ellerini yıkadığı takdirde temizleneceğine inanabilir. Sürekli kirlendiğini düşünmesi kişinin obsesyonu yani takıntılı düşüncesi, ellerini birçok kez yıkaması ise kompulsiyon yani davranışıdır.

OKB’nin Belirtileri Nelerdir ? Ne Sıklıkta Görülür ?

Obsesyonlar (düşünceler) ve kompulsiyonlar (davranışlar) kişiden kişiye ve toplumdan topluma farklılıklar gösterebilir. Ancak obsesyonların genel içeriği şu şekildedir; kirlenme veya mikrop, hastalık bulaşması, cinsellikle ilgili kabul görmeyen veya kişiye uymayan isteklerde bulunma ve bunları hayal etme, dini konularda inancıyla örtüşmeyen ya da günah olan bir şeyi düşünme ve isteme, çevresine/kendisine zarar vereceğine, saldıracağına yönelik düşünceler gibi. Kompulsiyonlar ise genel olarak temizlik, kontrol etme, düzen ve simetri, dokunma, sayma, biriktirme ve saklama davranışları ile kendilerini gösterirler.

OKB’nin toplumda görülme sıklığına ilişkin yapılan araştırmalara göre, her 100 kişiden 2 ya da 3’ünde bu ruhsal bozukluğa rastlanmaktadır.

OKB Neden Olur ?

Kesin olarak bir şey söyleyememekle birlikte, kişiyi OKB için yatkın hale getirdiği düşünülen bazı nedenler bulunmaktadır. Bunlardan biri genetik nedenlerdir. Yapılan bazı araştırmalara göre OKB’li hastaların anne babalarında ve birinci derece akrabalarında da OKB tanısının varlığı, bu hastalığın genetik olabileceğini düşündürmektedir. Beyin işlevlerinde ve serotonin maddesinin düzeyindeki bozulmalar da olası nedenleri arasında olabilmektedir. Ayrıca kişilik özelliklerini titiz, mükemmeliyetçi olarak tanımladığımız kişiler ile aşırı katı/otoriter veyahut ilgisiz/gevşek ebeveyn tutumlarının yer aldığı bir aile içerisinde yetişmiş bireylerin de bu bozukluğa yakalanma olasılığının daha fazla olduğu düşünülmektedir.

OKB Olabilir Miyim ?

Peki, aklımıza sıklıkla gelen her düşünce bu ruhsal bozukluğa mı işaret eder? Elbette hayır. Birçok insan günlük hayatında kendisi ya da bir başkasıyla, bir konuyla, bir durumla ilgili endişe yaşayabilir. Ancak takıntılı olarak adlandırılan düşünceleri, günlük yaşamını etkiler düzeye geldiğinde yani kişi birçok saatini bu düşüncelerine ve davranışlarına ayırdığında ve diğer işlerini aksattığında şüphelenmek gerekir. Düşünce ve davranışlarının aşırı olduğunun kişi de genellikle farkındadır. Bu gibi durumlarda bir ruh sağlığı uzmanından yardım almak faydalı olacaktır.

Obsesif Kompulsif Bozuklukta Çözüm?

OKB’nin çözümüne kaygı bozukluğu temelli bakmamız gerekmektedir. Kaygıların oluşturduğu düşünceler ve yaşanılan olaylar, bunları tetikleyenler çok önemlidir. OKB sıkıntısı yaşayan danışan bize geldiğinde öncelikle kişiyi anlamamız ve bu sorunu tetikleyenleri bulmamız gerekmektedir. Bunların tespitinden sonra tetikleyenleri ortadan kaldırmaya çalışmaktayız ancak birtakım olayların başlangıçları geçmişe dayanıyorsa, geçmişe yönelik irdelemek gerekmektedir. Kliniğimizde öncelikle kişiler geldiğinde detaylı bir kişilik testi yapılmaktadır. Yaşanan kaygının, obsesyonların ve kompulsiyonların derecesi incelenmektedir. Detaylı bir incelemeden sonra yapılan tedavilere baktığımızda başta bilişsel davranışçı tedavi olmak üzere çift terapisi, aile terapisi yani bütüncül bir yaklaşımla gidilmektedir. Ancak bu noktada OKB tedavisi konusunda kliniğimizde en çok uyguladığımız ve en yoğun şekilde destek aldığımız terapi biçimi, bilinçaltı ve bilişsel düzeylere inebilen EMDR terapisi (Eye Movement Desensitization and Reprocessing) olmaktadır.

 

 

Psikolog ve Aile Danışmanı M.Berk KARAOĞLU

İZMİR TERAPİ ve PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK MERKEZİ

Paylaş

Uyarı: Bu sitedeki bilgiler sadece kişileri bilgilendirme amacıyla yazılmış olup, tanı ve tedavi amacı içermemektedir.

Tüm hakları saklıdır. © 2019
Eskişehir Web Tasarım