ADLER YAKLAŞIMI

Freud ve Jung ile birlikte psikodinamik terapi ekolünün temsilcilerinden olan Alfred Adler, 1912 yılında bireysel psikoloji adı verilen Adler psikolojisini geliştirmiş, başkanlığını yaptığı Viyana Psikanaliz Cemiyeti'nden 1911 yılında istifa ederek 1912 de bireysel psikolojiyi kurmuştur. Adler de Freud gibi yaşamın ilk 6 yılının kişilik gelişiminde önemli olduğuna inanmıştır fakat Adler yaşanmışlıklardan çok asıl kişinin geçmişe nasıl yaklaştığı ile ve olaylara nasıl tepkiler verdiği ile ilgilenmiştir. Adler’e göre insanlar cinsel dürtülerden çok sosyal ilişkilerle motive edilirler. Adler değerler, inançlar, tavırlar, hedefler, ilgi alanları ve bireyin gerçeği algılama şekli gibi davranışların nasıl dışa vurulduğuna odaklanır. Adler hiçbir insanın kendi kendine yeterli olmadığını sosyal birlikteliklerle tamamlandığını savunmuştur. Adler terapide önemli iki dinamik vardır; aile ve doğum sırası. Adlerci yaklaşım doğum sırası ve kardeşler arasındaki ilişki üzerinde özel olarak duran tek ekoldür.

DOĞUM SIRASININ ETKİLERİ

  • En büyük çocuk genel de gösterilen ilgiden en çok payı alır bir kardeşi olana kadar bütün ilgi ondadır.Bağımlı olmaya, hep iyi ve en önde olmaya mahkumdur.
  • İkinci çocuk doğuştan ilgi ikiye bölünmüştür. Hep bir yarıştaymış gibi hareket eder. Abla veya abisine baskın çıkmak için sürekli kendini geliştirme ve kendini gösterme eğilimindedir.
  • Ortanca çocuk genelde kendini arada ezilmiş hisseder.Problemli bir çocuk olmaya meğillidir.
  • En küçük çocuk her zaman ailenin bebeği gibidir ve en çok şımaran çocuktur.
  • Tek çocuk en büyük çocuk gibi olsalarda paylaşma ve işbirliği konusunda zayıf kalabilirler. Anne babadan birine ya da ikisinede bağımlı kalma ihtimali olabilir.

ADLERCİ TERAPİ

Adlerci terapide en önemli şey bireyi cesaretlendirmektir. Adlerci terapinin en önemli amacı bireyin aşağılık duygularını azaltmak, hayal kırıklıklarıyla baş etmesine yardımcı olmak,yaşam tarzındaki değişikliklerle baş etmesini sağlamak, danışanda ait olma duygusunun geliştirilmesi, ve değerlerini değiştirmektir.

ADLERCİ TERAPİ SÜRECİ NASIL OLUR

  • TERAPÖTİK İLİŞKİNİN KURULMASI: Adlerci psikoterapide terapiye sorunlardan başlamak yerine güvenli bir ilişki kurulmaya çalışılır. Danışanın önemli bulduğu konuşmak istediği konular üzerinde konuşulur. Bu süreçte danışana odaklanılır. Danışanın hedefleri açığa kavuşturulur. Bireyin kendini nasıl tanımladığı gibi durumlara bakılır.
  • BİREYSEL DİNAMİKLERİN ARAŞTIRILMASI: Bu aşamada danışanın yaşam biçimini anlamaya çalışmak ve danışanın nasıl etkilendiğine bakılır. Danışanın aile yapısına bakılır. Aile ortamı ,doğum sırası ,anne -baba ilişkisi, kültürü değerlendirilir. ‘ En sevilen çocuk kimdi?, Babanızın annenizin çocuklarla ilişkisi nasıldır ?, Anne babanız nasıl geçinirdi?’ gibi sorular sorulabilir. Bir diğer değerlendirme dinamiği ise ilk anlardır. Danışanın olaylara, durumlara verdiği ilk tepki ,bunları nasıl anımsıyorlar bunlar değerlendirilir. Bir diğer dinamikler ise kişilik öncelikleri ve rüyalardır.
  • BÜTÜNLEŞTİRME VE ÖZETLEME: Danışanın aile yapısı, rüyaları ,öncelikleri, hedefleri , yasam stili aktif olarak dinlendikten sonra danışana iç görü kazandırılır.Bu süreçte danışana kendisi için uygun olacak yeni hedefler belirlenir ve bunlar danışanla birlikte paylaşılır.
  • YENİDEN ORYANTASYONLA YARDIMCI OLMAK: Bu süreçte içgörüler uygulamaya geçer danışana hatalı yönlerini anlaması ve değiştirmesi için ve güçlü yanlarını keşfetmesi için yardımda bulunulur , danışan Adleryan terapide cesaretsizlik kişilerin yapmak istediği şeylere engel olan durum olarak adlandırılır bu yüzden bu terapi yönteminde en önemli şey cesaretlendirmedir. Danışanlardan eski olumsuz davranışlarını gerçekleştirdikleri zamanı not almaları istenebilir.Ve yeni yaşam stilleri için oluşturdukları içgörüleri uygulamada sorumluluk kazanmaları istenir.

ÖZEL BERK KARAOĞLU AİLE DANIŞMA MERKEZİ

Paylaş

Uyarı: Bu sitedeki bilgiler sadece kişileri bilgilendirme amacıyla yazılmış olup, tanı ve tedavi amacı içermemektedir.

Tüm hakları saklıdır. © 2019
Eskişehir Web Tasarım